Sakal Bakımı

Tarihin başlangıcından beri birçok şey değişmiş, gelişen teknolojiler ve atlanılan çağlar insanlığın yaşam biçiminde çok önemli gelişimlere sebep olmuştur. İnsanoğlunun ilk dünyaya gelişinden itibaren en az değişen şey ise, fizyolojik özellikleri ve türünün getirdiği kalıtsal özellikler olarak günümüze kadar gelmiştir.

Sakal, tarihin başlangıcından beri erkekleri ilk bakışta kadınlardan ayıran, uzun ya da kısa fark etmeden erkekliğin sembolü olmuş bir fizyolojik gerçekliktir. Geçen zamanlar içerisinde kimi zaman uzun, kimi zamansa kısası moda olmuş, her coğrafyanın getirdiği farklı kültürel özellikler içerisinde kendine değişik tarzlarla yer edinmiş, hatta bir statü sembolü haline gelmiştir.

Peki, ilk çağlardan itibaren günümüze kadar gelmiş bu akıma gerçekte ne kadar sahip çıkıyoruz? Sakal dediğimiz ve uzadıkça vücudumuzun bir uzvu haline gelen bu tüylerin, yeteri kadar bakımını yaparak onlara hak ettikleri değeri veriyor muyuz? Sakal bakımı dediğimiz şeyin onları sadece yıkamak ve kurulamak sanmamız ne kadar doğru? Ya da sakal bakımı hakkında doğru bildiğimiz gerçekler, güzelim sakallarımızın bize uzun vadede birer çalı süpürgesi olarak karşımıza çıkmasına neden olabilir mi?

İşte bu blog, size yalnızca basit sakal bakım tavsiyeleri vermek yerine, onunla ne kadar iyi geçinebileceğinizi uzun uzun anlatacak. Sakal, tıpkı savunmasız bir bebek gibi bakıma muhtaçtır, ancak aynı zamanda yaramaz bir çocuk gibi de söz dinlemez… Sağlıklı bir durumda olması ise, onunla iyi geçinmenize ve gereksinimlerini eksiksiz bir şekilde karşılamanıza bağlıdır. Hangi tarzda ve hangi boyutta olursa olsun, bir sakalın ihtiyacı olan en önemli şey, onun sahibinin iradesidir. Yüzünüzün orta yerinde herkesçe görünen, kimliğinizde bile sizinle birlikte olan sakalınızı, onun ihtiyacı olan her şeyi karşılayarak mutlu etmeniz gerekir.